fbpx Skip to main content

Beylikbağı’nda 1987 yılında idealist  genç hekimlerimizden  Dr. Ayhan Tokgöz öncülüğünde, bir kaç hekim arkadaşı ile bir araya gelerek, bölgede sağlık hizmetine ihtiyaç duyan kişilere, maddi kaygı duymaksızın hizmet sunmak amacıyla kurulan Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nı Gazete Gebze olarak mercek altına aldık. Vakfın kurucusu Dr.Ayhan Tokgöz ve Genel Müdür Leyla Şeker’i vakfın Beylikbağı’nda ki merkezinde ziyaret ettik. Dr. Ayhan Tokgöz ile vakfın kuruluş dönemini, neler yaptıklarını, sağlık, iş güvenliği ,sosyal sorumluluk projelerini, bağışları ve  bağışçıları konuştuk. İşte o çarpıcı röportaj;

Sayın başkan; Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nı  kısaca anlatırmısınız?
“30 yıl önce Gebze Beylikbağı,  Ankara Caddesi’nde bir gece konuda hizmet vermeye başladık. Baktık hizmet çok talep gördü. Onun üzerine buradaki arsayı belediyemizin de desteği ile alıp bir hastane kurduk ve hizmet vermeye karar verdik. Fakat hastane inşaatını sadece bağışlarla yaptığımız için 10 yıl gibi bir sürede bitirdik ve 21 yataklı ve 4 tanede acil yatağıyla hizmete açtık. Fakat bir gecekondu mahallesi olarak örneğin safra kesesi ameliyatı olacak ama 6 ay sonraya gün verilmiş gibi insanlara öncelikli hizmet sağlamaya çalıştık fakat gelirlerimiz yeterli olmayınca Tıp Merkezi’ne dönüştürdük. Tıp Merkezi olarak 1987 yılından beri 700 bine yakın hastaya baktık. 235 bin hastaya da ücretsiz baktık. Bir stadyumu hayal edelim. Büyük bir stadyumu 10 kere dolduracak sayıda insana baktık. Bu insanlara eski usul bakmadık. Bu insanların derdi nedir, sağlık problemi dışında evde yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı gibi birçok soruna yardımcı olmaya çalıştık.“

Faaliyetlere başladığı 1986 yılından bu yana neler yaptınız? Kaç proje gerçekleşti bunlardan kısaca bahsedermisiniz?
“Biz vakıf olarak tıp öğrencilerine burs verdik. Vakfı kurarken önce sağlık dışında hizmet vermeyeceğiz dedik. Ama siz bir hastaya ilaç veriyorsunuz, ama hasta beslenemiyorsa, yağmurda ıslanıyor paltosu ayakkabısı yoksa ilaç fayda etmiyor. Onlara giyim, gıda yardımı yaptık. İhtiyacı olana yardımcı olmaya çalıştık. 500 bine yakın ağacın kesilmesini engelleyecek bir geri dönüşüm projesi yaptık. Bu yöremizde olan okuyamayan, ilkokul, ortaokul, lise düzeyinde binlerce çocuğa burs verdik. Orta yaş ve orta yaş üstü hanımlarımıza okuma – yazma kursu yaptık. Çok iftihar ettiğim ve son zamanlarda üstüne çok düştüğüm Tıp öğrencilerine burs verme projesine girdik. Şu anda 50 öğrenciye burs veriyoruz. Bu sayıyı 100’e çıkarmayı düşünüyoruz. Herhangi bir vakıf veya dernek gibi sadece para vermek değil, bu arkadaşlarımızın iyi bir hekim olmaları amacıyla onlarla bir araya geliyoruz. Kahvaltı yapıyoruz, seminer düzenliyoruz.“

Bağışlar ve bağışçılarla ayakta duran bir Vakıf olarak, kalıcı gelir getiren hizmetleriniz de var mı? Toplanan bağışların ne kadarı öğrenci bursu olarak dağıtılmakta?
“Vakfımıza şu ana kadar 34 bin kişi bağış yaptı. Bunun içinden her türlü dini, etnik kökenden, bu topraklarda yaşayan insanlardan bağış aldık. Bu bağışlardan bazıları düzenli olarak bursları karşılıyor. Bu çerçevede 2016 / 2017 eğitim döneminde 431 ilköğretim / lise öğrencisine, 50 Tıp Fakültesi öğrencisine eğitim bursu verilmekteyiz.  Sürekli gelir getirici kaynaklarımız da var. Uzun yıllar geri dönüşüm toplayıp, geri kazandırıp bunlardan elde ettiğimiz geliri bursiyerlerimiz için kullandık. Önceleri atık otomobil lastikleri topladık. Şimdi ise, tehlikesiz  kağıt ve plastik atıkları toplatıp onlardan gelir elde etmekteyiz. Kurduğumuz bir şirket ile, firmalara İş Sağlığı ve Güvenliği hizmeti vermeye başladık. Bu hizmeti bizden alan firmalar gayet nitelikli, profesyonel hizmet almış oluyorlar. Bize ödedikleri ücretin bir kısımda öğrencilerimize burs olarak gidiyor, hastalarımıza gıda olarak geliyor. Bunu bağış olarak kullanıyoruz. Buradan firmalarımıza çağrı yapıyorum. Kanuni olarak mecbur olan İş Sağlığı ve İş Güvenliği ve İlk Yardım eğitim hizmetinizi bizden alın, eğitime ve yetişmiş gençlerimize  katkınız olsun.”

Vakıf olarak ülkemizde yeşil kart uygulaması henüz başlamadan , 1991 yılında  siz “Mavi Kart “ uygulaması ile bir çok ihtiyaç sahibine hizmet verdiniz. Bu projede neyi hedeflediniz? Başarılı oldunuz mu?
“1991 yılında, vakıf olarak  ‘mavi kart’ uygulamasını başlattık. Devletimizde 1993 yılında yani bizden iki yıl sonra  yeşil kart hizmetini çıkarttı. O tarihlerde hastalarımız geldiği zaman bilgilerini farklı yerlere giriş yapıyorduk. Bu da kayıt ve arşiv anlamında sıkıntılar yaratıyordu.  Eskiler bilir, çok yapraklı  sağlık karneleri vardı. Onların yerine biz mavi kart dağıttık. Tüm bilgileri o karta kayıt ediyorduk. Bizim akıllarda kalan bir uygulamamızdı. Biz, Gebze gibi bir yerde, o tarihlerde bir gecekondu mahallesi olan bölgeye  hastane kuran ilk vakıfız. Şu anda baktığımız zaman pişman mıyım? Evet pişmanım. Buraya bir şey kurmalıydık ama bu hastane değildi. Hastaneyi Gebze’nin merkezine kurmalıydık ki hem para kazansın hem de burada çözemediğimiz hastaları oraya gönderelim. Biz şu ana kadar 700 bine yakın hastaya baktık. Şu anda yeni doktorların yetişmesine katkı sünme uğraşımız, onların yetişmesine olan girişimlerimiz , onların daha fazla hastaya bakmalarını teşvik içindir. “

OSGB ile sanayi kuruluşlarına, işletmelere ve esnafımıza bu hizmeti veriyorsunuz. Bu hizmet hakkında neler söylemek istersiniz? Burs verdiğiniz tıp öğrencileri beklentileriniz nelerdir?
“İş yerlerimiz, sanayi tesislerimiz, KOBİ’lerimiz almak zorunda oldukları OSGB ve İlk yardım eğitimlerini mümkünse bizden alsınlar. Bu yolla hem öğrencilerimize katkı yapmış olurlar, hem de bu hizmeti uygulamaya geçirmiş olurlar. Özel sağlık kuruluşlarımız, hastanelerimiz, yeni mezun  doktor kardeşlerimize kapılarını açabilirler, çocuklarımız orada deneyim sahibi olurlar. Yardımın azı olmaz. Hepimiz Türkiye’nin bazı şartlarından şikayetçiyiz. Ama şikayetçi olmak yetmez. Küçük de olsa vakıflar, dernekler aracılığı ile yardımlarını yapsınlar. İnsanlar diyorlar ki “benim gelirim yok ben nasıl yardım yapayım?” Aylık 1 lira da bir gelirdir. Ayda 10 lira da bir gelirdir. Gidip bir işin ucundan tutmak da bir gelirdir. Mühim olan, öncelikle bizim vatandaşlarımıza, ihtiyacı olan insanlara vatanseverliğimizi insanlığımızı göstermektir.“

LHSV’nın önümüzdeki süreçte hedefleri nelerdir? Bağışlarla size destek olan ve olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz?
“Burslarımız ve faaliyetlerimiz devam edecek. Ekim ayı ortasında yine bu burslar için Candan Erçetin konserimiz olacak. Geliri tamamen Tıp fakültelerinde okuyan doktor adayı gençlerimizin eğitimi için harcanacak.  Yakın bir aile dostumuzun bize hastane yapma sözü var. Bunu hayata geçirmeye çalışacağız.  Farklı insanların farklı niyetleri var. Biz niyet esastır diyoruz. Daha yaygın, birebir sağlık hizmeti gibi bir sisteme de geçmek istiyoruz. Bunu planlıyoruz. Şimdilik ağırlıklı burslarla gidiyoruz. Yakın bir aile dostumuzun bize hastane yapma sözü var. Farklı insanların farklı niyetleri var. Biz niyet esastır diyoruz. Daha yaygın, birebir sağlık hizmeti gibi bir sistemine de geçmek istiyoruz. Bunu planlıyoruz. “

Röportaj: Kamil Uzunmehmet – Samet Kahraman